27 Şubat 2014 Perşembe

bizim evin montessori halleri

Montessori ile tanışır tanışmaz ilk işim kızım için oturma odamızda bir oyun köşesi hazırlamak olmuştu.

sonra yavaş yavaş montessoriyi benimseyip, özümseyip, felsefesini çok sevip hatta aşık olunca daha çok araştırmaya, daha çok okumaya başladım...biliyorum halen yolun çok ama çok başındayım ama doğru yolda olduğumu biliyorum:)

Montessori eğitim felsefesinde çocuğa kendi boyutlarında yaşam alanı imkanı vermek gerekiyor...böylece çocuk daha özgür şekilde hareket edip, biz büyüklerin dünyasındaki devasa eşyaların ve boyu yetmeyecek tezgahların arasında kaybolmuyor...

Bende anladığım kadarıyla, elimden geldiğince kızım için evde bazı değişiklikler yaptım. Bi nevi zeynepciğe minyatür alanlar oluşturdum. Ve bunun çok da faydasını gördüm, halen de görüyorum..

işte fotoğraflarla bizim evin montessori halleri...

mutfaktaki zeynep köşesi...hem evcilik oynuyoruz burada hem de masayı hazırlarken zeynepten kendi çatal ve kaşığını masaya koymasını istediğimde gidip buradan alıyor ve masaya koymaya çabalıyor:)





ve vestiyerdeki minik hanım köşesi...
burayı çok seviyor kuzum...dışarı çıkacağımız zaman botlarını giymesini istiyorum ve hemen sol alttaki siyah botları eline alıp ayağını uzatıyor..buranın kendisine ait olduğunun o kadar farkında ki..bazen döküp oynamak istiyor ama inanırmısınız sadece kendi ayakkabalarının olduğu bölüme dokunuyor:)




ve en önemli alan banyo...biz zeyneple 13 aydan bu yana geç kalmış olsak da bezsiz bebek felsefesini benimsedik ve kızımla iletişim halindeyiz...ya da olmaya çalışıyoruz demeliyim sanırım...çok istikrarlı gidemesek de bence iletişimimiz gayet iyi durumda şuanda...onu başka bir yazıda ayrıntılı anlatırım inşallah..ben zeynep için böyle bir köşe hazırladım ama aslında kuzum klozet adaptörün tercih ettiği için klozete oturuyor çişini yaparken...:)



ve küvetteki banyo malzemeleri köşesi...tarak, sabun, şampuan, lif...

zeynebin kendi odasındaki okuma köşesi...tık tık



oyun köşesinin yerini alan kartondan evimiz:)










24 Şubat 2014 Pazartesi

Ahmet'im paşam ve Zeynep prensesim

Ahmet paşam benim ilk göz ağrım. Öyle farklı ki senin yerin kalbimde...
Zeynebimde çok seviyor abisini. Abi diyor...'ammetttt' diyor :)
İşte benim kuzularım





Sunum önemlidir :)

Bugünlerde kızımın kahvaltısını ve öğle yemeğini böyle sunmaya gayret ediyorum. Hem ben keyif alıyorum hem de kuzumun sevdiğini düşünüyorum. :)
Kahvaltıda yumurta adamın zeytinden gözlerini, peynirden ağzını,havuç saçlarını yiyoruz...öğle yemeğimizde domates çiçeğimizin tadına bakıyor, patates güneşimizi çatalımıza batırıp hoooopp ağza atıyoruz :)
Uzun lafın kısası biz bu süslü tabakları analı kızlı çok seviyoruz. 
Afiyet bal şeker olsun kuzucuğuma....





Camda sarı sanatı

Yapışkanlı asetatla uzun zamandır etkinlik yapmak istiyordum ama bir türlü fırsat bulamamıştım. bugün öğle uykusundan sonraki etkinliğimizde kullandık ve keyifli zaman geçirdik kuzumla :)
İşte camda sarı sanatımız :)





Kara möcükkkk

İşte bir anne yapımı oyuncak daha karşınızda :)

fikir annesi için tık tık lütfen










23 Şubat 2014 Pazar

Park keyfi

Havaların iyi gidişinden mütevellit bizde kızımla güneşten nasibimizi alıyoruz hamdolsun...öğle uykumuzdan kalkıp karnımızı doyurunca evimizin hemen arkasındaki parka (zeynebimin tabiriylee paaka) gidiyoruz. salıncağı biniyoruz, kaydıraktan kayıyoruz, tahterevalliye bile biniyoruz. Parkta oynayan diğer çocukların arkasından 'abbaaa gel' 'abii gel' diyee çığlıklar atıp paytak paytak yürümeye çalışıyoruz onlara yetişmek için.  elinden tutuyorum kuzumun ve yürüye yürüye gidiyoruz. bir anda duruveriyor 'işte diyorum zeynepcik bişey gördü':) ve gerçekten her ne gördüyse beni oraya doğru yönlendirmek istiyor. Elini bırakıyorum ve yürüyor keşfetmek istediği şeye doğru. bu bazen bir dal parçası, bazen bir taş, bazen etraftaki binaların bahçe kapıları bazende kendi gölgesi oluyor :)
zeynepcik karnı tok, altı temiz, uykusunu almış bir şekilde parka gidince keyfine diyecek olmuyor doğrusu...eee bir küçücük kuzucuk başka ne isterki minnacık yüreğiyle bu hayattan...hal böyle olunca annesine de, gün be gün gözlerinin önünde büyüyen bu mucizeyi ona verdiği için Rabbine binlerce kez şükretmek kalıyor...

seni çok seviyorum melek yüzlüm...iyiki varsın..